Film başlarda her nekadar korku filmi gibi gözüksede 5-10 dk sonra bilim kurgu konusuna geri dönüyor…
Başlarda günümüzden 50 yıl öncesinde Lucinda adlı bir kızın tanrı vergisi bir yetenek ile gelecekten fısıltılar duyması ve sonrasında bu fısıltıları peşi sıra kehanetler olarak bir kağıda yazması ile başlıyor. Yazdığı bu kağıdı bir okul etkinliği olan “Zaman Kapsülü” adlı kutuya diğer sınıf arkadaşlarının çizdikleri resimler ile birlikte konuluyor. Bu etkinliğin amacı o zaman çizilenlerin 50 yıl sonra başka (yeni nesil) öğrenciler tarafından incelenmesi vs. Neyse, bizim Lucinda adlı psikopat kızda bir sürü numaralar yazdığı bu kağıdı kapsül içine atar ve okulun kapanış dönümünde bu kapsülü yere gömerler ve kutlarlar. Aradan 50 yıl geçer ve bizim Niko‘nun oğluda o okulda okumaktadır ve tahmin ediceğiniz gibi kapsül açıldığında herkese resim düşer ama Gage’in oğlu olan Caleph‘e bu kehanetlerin tarihleri yazılı olan kağıt düşer. Bizim oğlan bunu tekrar öğretmenine vermesi gerekirken eve götürür. Evde şans eseri, Nicholas Gage (çocuğun babası) bu kağıdı farkeder ve üstündeki sayıların son 50 yıl içinde olmuş olan felaketlerin tarihlerini yazdığını çözer. Günümüze aitte 3 kehanet olduğunu farkeder ve ilk 2′sini emin olmak için sayıların gösterdiği yerlere gidip gözlemler. 3. olucak felakette herhangi bir sayı yoktur “EE” harfleri yazmaktadır. Buda “Everyone Else” yani Tüm İnsanlık anlamına gelir. Son kehanet gerçekleşmeden önce uzaylı amcalar gelip kulağına fısıldadıkları çocuğu (Caleph) birde onun gibi bir kız arkadaşı daha var ikisini alıp başka bir gezegene götürür yani kurtarmış olur.